30 Nisan 2012 Pazartesi

Deniz kızı mı olmak istersiniz yoksa bir balina mı?


Avustralya’da, bir spor salonunun caminda bir reklam; zayif ve bronz tenli
bir kadin, hemen yaninda su yaziyor:
“Bu yaz, denizkizi mi olmak istersiniz, yoksa bir balina mi?
Afisteki mankenin fiziksel ozelliklerinden cok uzak olan orta yasli bir
kadin, spor salonunun reklamina sesli bir cevap veriyor:
Ilgilenenlere duyurulur,
Balinalari arkadaslari asla yalniz birakmazlar, yunuslar, deniz aslanlari,
merakli insanlar..
Aktif bir cinsel yasamlari vardir, hamile kalir, sevimli bebek balinalar
dogururlar.
Denizde yuzer, oynarlar. Polinezya adalarinin mercan kayaliklari gibi
muhtesem yerleri gorme sansina sahiptirler.
Balinalar harika sarki soylerler, CD’leri bile vardir.
Bazi insanlar disinda, onlara zarar vermek isteyecek tek bir varlik yoktur.
Dunyada herkesin sevdigi, korudugu ve hayran kaldigi sahane hayvanlardir.
Denizkizi?
Oncelikle, denizkizi diye birsey yoktur.
Var olsalardi da kimlik karmasasi sebebiyle psikolog kapilarinda sira
olustururlardi. Balik misin? Insan mi?
Cinsel hayatlari yoktur. Yanlarina yaklasan erkekleri olduruyorlar, nasil
olabilir ki? hem, iyice bir bakin, gerekli donanim nerede??
E, sonuc olarak cocuklari da olmaz.
Zaten balik kokan bir kadini kim ister ki?
Sonuc?
Ben balina olmayi tercih ederim.
Medya sadece zayif insanlarin guzel oldugunu savunuyor ama ben
cocuklarimla dondurma yemeyi, beni heyecanlandiran adamla guzel bir aksam
yemeginde sohbet etmeyi, arkadaslarimla cikolata paylasmayi cok seviyorum.
Zamanla kilo aliyoruz; cunku, kafamiza o kadar cok bilgi yukluyoruz ki yer
kalmiyor ve bedenimizin diger bolumlerine yerlesmeye basliyor. Yani, biz
kilolu degiliz, inanilmaz kulturlu, egitimli ve mutluyuz.

Bugunden itibaren, aynaya bakip da kalcami gordugumde, sunu dusunecegim:

''Allah’im ne kadar da akilliyim!”


BUDUR!!!

2 yorum: